Türk milleti, medeni bir ülkede yaşamayı hak ediyor.

Eli kanlı suçlulara güven aşılayan en önemli unsur havaya ve ayağa ateş ederek müdahale etme protokolüdür. Havaya ve ayağa ateş etmek, hem kolluk kurumlarımızın hem de yargının hafızasından ve kurum kültüründen uzaklaştırılmalıdır.


Birçok suçlu, havaya ateş ederek müdahale etme protokolü nedeniyle hayatlarının gerçek bir tehdit altında olmadığına inanır. Bu müdahale protokolü, suçu engellemekten ziyade suçluya daha çok güven ve cesaret aşılamaktadır. Yine birçok saldırgan, havaya ateş edilmesiyle birlikte ölümcül saldırısından vazgeçmediği gibi saldırısında daha da ısrarcı bir hale gelebilir. Havaya ateş etmek, akılcı bir yöntem olmadığı gibi olayla ilgisiz başka masumların da hayatını tehdit eder. Yukarıdaki sebeplerle hukuk dünyasına ve kolluk camiasına çağrıda bulunuyoruz; lütfen eğitimlerinizi, müdahale protokollerinizi, yargılama içtihatlarınızı ve düşünce kalıplarınızı değiştirin.

Suçlular, havaya ve ayaklarına ateş edilerek caydırılmaz.

Kolluk yetkililerinin, eğitmenlerinin ve yargı mensuplarının önceliği eli kanlı suçlulara merhamet olarak görülebilecek müdahale protokolleri değil, toplumu tehdit eden unsurların katı bir şekilde etkisiz hala getirilmesi olmalıdır. Eğer suçluyu etkisiz hale getiren bir kolluk görevlisi, amiri tarafından uyarılır, yargı tarafından yargılanır, mahkum edilir ve meslekten uzaklaştırılırsa, Türk milleti olarak güvenli ve huzurlu bir ülke meydana getiremeyiz. Bu çerçevede, kolluk güçlerimizin görevleri sırasında sürekli görüntü ve ses kaydı alan vücut kameralarıyla donatılmasını da gerekli ve faydalı buluyoruz. Caydırıcı, şeffaf ve hesap verebilir bir kolluk, adaleti ve güvenliği de beraberinde getirir. Sürekli suç işleyen ve her seferinde serbest kalan eli kanlı bir katilin 26’ıncı suç girişiminde görevini yapan cefakar bir kolluk görevlimizi Şehit etmesini ya da 22’nci suçunu işleyen bir caninin 23’üncü suçunda bir hakimin kızını, bir savcının eşini öldürmesini beklemeyelim. Suçluya merhamet göstermek, toplum huzurunu ve insanların yaşamını tehdit eden yegane unsurdur. Suçluya gösterilen merhamet, ülkemizin bir üçüncü dünya ülkesine dönüşmesine, huzursuz ve stresli bir toplumun meydana gelmesine sebep olur.

Suçluyu durduran ve masumların zarar görmesini engelleyen bir kişi, kahramandır. Kahramanlar, hem toplum, hem kurum amirleri, hem yargı mensupları hem seçilmiş ve atanmış yöneticiler tarafından takdir edilmeli ve ödüllendirilmelidir. Türk milleti, medeni bir ülkede yaşamayı hak ediyor. Bu nedenle medeniyeti, huzuru ve güvenliği tehdit edenlere artık daha fazla müsamaha ve merhamet gösterilmemelidir. Bu çerçevede silahlı bir toplumun, medeniyet yolunda temel bir ihtiyaç olduğunu da hatırlatmak isteriz.